Çok değil

Kıyıdan köşeden bakınca çok da şey istemiyorum be. Küçücük, şirin bir evim olsun. Şehrin dışında, denize yakın,gürültüsüz bi yerde..


Bi arka bahçem olsun. Öyle çok abartılı değil. Bi kaç renk çiçek, bi küçük salıncak.. Bi masa; dostlarımla oturup koyu muhabbetler edebiliyim orda. Hatta sabahlara kadar kahkahalarımızla bozalım bahçemin derin sessizliğini. Yalnız kalmak istediğimde çiçeklerimle saatlerce uğraşabilirim mesela. Ya da gece hafif hafif esen rüzgar saçlarımı okşarken ben salıncağıma oturup kitabımı okuyabilirim. O salıncakta ne alemlere gider, ne aşklara şahit olur, ne acıları hissederim elimde kitabımla. Hiçbir şey istemediğimde sadece otururum. Elimde sıcak çikolatam, denizi dinlerim. Yıldızlarımı izlerim...
Oturma odam çok sade olmalı. Fazlalık eşyalardan, süsten püsten arınmış.. Büyük mobilyalarım doldurmalı içini. Ve renkler siyah kadar asil, beyaz kadar naif durmalı. Isıtmalı içini. Bazen kucağımda laptopum, yazarken uyuyakalmalıyım orda.
Yatak odam bambaşka bi dünya. Büyük bir pencere denize bakan, önünde küçük bi koltuk. Odamda çalışabilirim. Sayısız kitap görünür gözüme kapıdan adım attığımda; defalarca okumama rağmen eskitemediklerim, ve henüz fırsat bulup okuyamadıklarım. Hangi dünyaya ait olduğunu merak ettiklerim. Her zaman toplu değil odam, ama rahatsızlık verecek kadar kendinden geçmiş durumda da olmaz tabi.
Evin her köşesinde müzik eşlik etmeli bana.
Mutfak olabildiğince büyük olsun ama. Oraya girip kendimi kaybediyim bazen. Öğrendiğim her tarifi uygulamaya çalışıyim. Bazen yanık kokuları sarsın her yanı. Bazen dostlarıma ziyafetler hazırlayayım. Ramazanda iftar sofrası kurulsun uzuuun uzun sohbetlere doyulan. Bazen de ben dostlarıma gidiyim. Bazen canım hiçbir şey yapmak istemesim. Kendime bi fincan kahve yapıp oturup düşüniyim.
Yada hiç olmadı, çıkar sahile gün batımını izlerim. Belki sevgilerler gözüme çarpar sahilde kucaklaşan. Belki aşkı paylaşan yüreklere şahit olurum evimin yakınındaki o küçük sahilde. Neden olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder