Uzaklar

Balkona çıkıp, bi sigara yakıp uzaklara bile dalamıyordu.
Uzaklar....
Vardı uzaklar biliyordu. Ama ulaşamıyordu, göremiyordu.
Bakamıyordu uzaklara
Hatta öyle ki; gözüne iliştirebildiği en uzak mesafe karşı evin balkonuydu
Evler bile bu kadar yakınken birbirine
Bütün mahremiyet incecik tüllerin ardına saklanırken
İnsanlar nasıl bu kadar uzak ve soğuk olabiliyorlar? diye düşündü.
İçmedi sigarasını
Yaktı ama içemedi.......
Kendi kendini yavaş yavaş yok etmesini, ağır ağır yanmasını seyretti
Külleri o dokunmadan düşmedi bi müddet
Sonra dayanamadılar......
Güldü içten içe
Aslında kendisi de elindeki izmarit kadardı
Kendi kendine yapıyordu her şeyi
Her nefeste kendini çekiyordu içine, düşüncelerinde boğuluyordu
Düşünceleri...
Bedeniyle bütünleşmiyordu aklındakiler
Kaç yaşında oldukları belirsizdi
Bir bedene bürünselerdi mesela,
Tonton bir nine bile olamazlardı
O kadar saf ve temiz değillerdi
Gerçi onlar üç yaşındaki çocuk kadar masum da olabiliyorlardı
Seksen yaşındaki saçı sakalı karışmış bir ayyaş kadar hayırsız da..
Ama ne o çocuğun ilerde bir ayyaştan beter olmayacağını bilebilirdiniz
Ne de o adamın zamanında melek gibi olmadığını
Düşünmek istemiyordu artık
Hatta sürekli düşündüğünün farkına bile varmıyordu
Birden başka bir alemde
Başka kişilerle
Başka dertlerle
Başka gülüşlerle
Kafasının içindekiler kadar uzaktı kendinden
Evet!
Bulmuştu işte!
Uzakları görmek için, uzaklara bakmaya ihtiyacı yoktu.
Sırtını duvara yasladı ve
Kapattı gözlerini.......








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder