İYİ Kİ DOĞDUN KIVIRCIK!


Sabır.. Annesi, babası, abisi, ablası, akrabaları ve çok uzaklarda henüz konuşmaya başlayan can dostu onu bekliyordu aylardır bitmez tükenmez bir sabırla. Kimi hazırlıklı, kimiyse daha varlığını bile bilmeden. Sadece bekliyordu..
Annesinin karanlık ama dünya üzerindeki en huzurlu yer olan tontiş göbeğinde canı sıkıldı küçük Kıvırcık'ın. Zaten o her zaman sıkılır, uyur ve yorulurdu. Uykulardan "Of çok yorgunum" diye uyanacaktı aylar sonra konuşmayı öğrendiğinde.
Sonra tarihler 18 Eylülü gösterdi ve sabrının son damlasını da tüketti Kıvırcık. Dünya.. Renkler, kargaşa, sesler.. Burası nasıl bir yerdi böyle? İnsanlar birbirini öldürüyor, yalanlar söylüyor, iftira atıyor, dedikodu yapıyor, hak yiyordu. Minicik elleri, küçük dudakları, büyük kapkara gözleri, lüle lüle saçları ve tüm masumiyetiyle dünyanın sırrını çözdüğündeyse kararını vermişti artık. Tüm bu kötü şeylere inat olunabilecek en dürüst, en sabırlı ve en dost canlısı insan olacaktı. Savaşmadan kazanılmıyordu çünkü hiçbir şey. Haksızlıklara karşı dimdik ayakta durmalıydı O. Ve yaptı da..
Yine de asla bilemeyeceğimiz bir şey vardı. Geleceğimiz. Birbirlerinden habersiz kendi yollarını çizmeye çalışan iki küçük kızı karşılaştıracaktı hayat. Ve söz vereceklerdi bir gün çatıda yıldızları seyrederken. Her ne olursa olsun kopmayacak, ve sonsuza dek dost kalacaklardı. 

Bir arkadaşım bana demişti ki; ben annen, baban, kardeşin ve bir çok yakınından çok daha şanslıyım. Evet Yeşil; onlar seni ister istemez tanıyacaklardı zaten. Ama böyle bir zamanda gelip aniden sırdaşım ve yoldaşım olacağını kim bilebilirdi ki? 
Bu senin için de geçerli Kıvırcık. Seni tanımak zorunda olan onlarca insan varken hayat bizi yan yana getirdi. Çünkü belki de biz, zaman gelsin ve birbirimizi anlayan, her şeyi paylaşabilen tek kişi olalım diye yaratıldık. 

İyi ki varsın..
Umarım daha nice doğum günlerini YAN YANA kutlama şansı buluruz!
Seni çok seviyorum

SDD<3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder